news-details

İki Çinli marka birden Urzat’ın Eskişehir’deki fabrikasında üretime başlıyor

Küresel otomotiv sektörünün en önemli merkezlerinden biri olan Türkiye, önemli bir yatırıma daha ev sahipliği yapıyor. Dünyanın önde gelen küresel otomotiv satış ve dağıtım şirketlerinden ATMO Group, 2023 yılında Çinli otomotiv üretici SWM Motors ile giriş yaptığı Türkiye pazarında yerli üretici konumuna geçiyor. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Urzema Holding ile ortak girişim grubu kuran ATMO Group, eylül ayından itibaren ilk araçlarını banttan indirmeye başlayacak. SWM Türkiye, üretime Urzema Holding bünyesinde faaliyet gösteren Urzat Otomotiv AŞ aracılığıyla Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) fabrikasında başlayacak.

ATMO Group’un 2002 yılından bu yana otomotiv sektöründe faaliyetlerine devam ettiğini söyleyen ATMO Group Üst Yöneticisi (CEO) Anton Chernov, “2012 yılında, henüz ihracat süreçlerine başladığı dönemde Çinli markalarla çalışmaya başladık. 2022 yılına geldiğimizde şirketimiz için çok stratejik bir karar vererek Türkiye pazarına giriş yaptık ve böylece uluslararası operasyonlarımıza başlamış olduk. Operasyonlarımızın merkezi haline gelen İstanbul ve Türkiye dahil 4 farklı ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bu süreçte 40’tan fazla markayla iş birliğimiz oldu ve şimdi yeni ATMO Group için en önemli adımı Türkiye’de atıyor, üretim sürecine başlıyoruz” dedi.

2023’te giriş yaptıkları Türkiye’de hızlı bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Anton Chernov, “Ama regülasyonlardaki değişiklikler stratejimizi tamamen değiştirmeye zorladı. Farklı senaryoları değerlendirdik ki bunun içinde burada kalalım mı gidelim mi konusu da vardı ancak inancımız ve stratejik olarak hedefimiz bize yol gösterdi. Aldığımız kararda elbette Türkiye pazarının stratejik önemine olan güvenimiz etkili oldu. 2023 ve 2024 yıllarında Türkiye’deki sıfır araçlardaki satış başarısı ve Avrupa’ya girmesi stratejik planlamalarımızda önemli bir etmen oldu. Özellikle devlet desteğiyle büyüyen yeni enerjili araç pazarı bize çok güzel bir ivme gösterdi. SWM’nin dünya çapında lokal üretim projeleri geliştirme konusunda geniş bir deneyime sahip olması bizim için büyük bir avantajdı. 2024 yılında Shineray ile yaptığımız stratejik ortaklık neticesinde Türkiye’de üretim yapma kararı aldık. Bu kadar sürede, bu kadar büyük hacimli bir projeyi gerçekleştirmede en güvenilir partneri bulmak gerekiyordu. Birçok araştırmadan sonra bizim için en iyi partneri, Urzema Holding’i bulduk. Stratejimizi hayata geçirmek için güçlerimizi birleştirerek araç geliştirme ve üretimine odaklanacak Urzat Ortak Girişimi’ni kurduk. Türkiye’de araç üretimine ve tasarımına odaklanacak bir şirket” diye konuştu.

Türkiye için özel olarak üretilmiş ve tasarlanmış bir araçla işe başlayacaklarını vurgulayan Anton Chernov, şöyle devam etti:

“İlk üretimden çıkan model ICE motora sahip benzinli araç olacak ancak stratejimiz ürün gamımızı genişletmeyi, elektrikli ve hibrit araçların üretim ve satışını da içeriyor. Projeye içten yanmalı araçların üretimiyle başlayacağız fakat elektrikli ve hibrit modellerde en az yüzde 50 pazar payına ulaşmayı düşünüyoruz. Tabi ki gelecekteki ürün gamımız devletin vergilendirme yapısındaki stratejilerine bağlı olacak. Tabii ki ürün gamımıza hafif ticarileri de, M1 ve N1 versiyonlarıyla motosiklet segmentini de eklemek istiyoruz. Global markalarla motosiklet ortaklığımızı da genişleteceğiz. Kısa vadeli planlamalarımızda önce yıllık 20 bin adet satışa ulaşmayı hedefliyoruz, 2029 yılına kadar ise yıllık 40 bin adet satış hedefine ulaşmayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi şu anda otomotiv sektörünün zirvesinde teknolojisiyle, gelişmiş dağıtım ağlarıyla Çinli markalar merkezde bulunuyorlar. Biz bu gücün merkezini başladığımız Urzat projesiyle değiştirmek istiyoruz. Bu bizim gelecek planımız ve bunu gerçekleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.”

Proje hakkında bilgi veren Urzema Holding CEO’su Murat Ertaş ise otomotiv başta olmak üzere sanayi alanında uzun yıllara dayanan deneyime sahip Urzema Holding’in alt markalarıyla birlikte 40’tan fazla ülkeye ihracat yaptığını kaydetti. Urzat’ı dünyanın yeni güç merkezi haline getireceklerine işaret eden Murat Ertaş, “Urzat’ın köklerinde ATMO’nun ticari, Urzema Holding’in de mühendislik deneyimi yatıyor. Urzat olarak, Urzema Holding’in tecrübesiyle yerli kültürümüzü global markalar için bir ortak üretim merkezi haline getirmek üzerine bir strateji belirledik. Evet biraz hızlı oldu kabul ediyorum, hızlı olması da gayet doğal, 1961 yılında da 120 günde Devrim Arabası da bu ülkede yapıldı. Şu çılgın Türkler istediği zaman her şeyi yapabiliyor, bu bir gerçek. Küresel dünyada artık tedarik zinciri dediğimiz şey bence oyunu değiştiren en önemli şey ve tedarik zinciri küresel pazardan Türkiye’ye doğru kaymalı. Bazı markalar gittikleri ülkelere yatırım yaparken yan sanayilerini de oraya getirir ve bu yan sanayisi aslında kendi ülkesine ait ürünleri bizim ülkemizde montajlar ve sanki yerli malı gibi bize sunarlar. Biz bunun yerine tedarik zinciri ekibimizle birlikte Türkiye’deki yetenekli yerli tedarikçilerle geniş bir tedarik zinciri ağı kurmaya çalıştık, bunda da başarılı olduk” dedi.

Eskişehir’de Devrim’den kalan yarım kalmış bir hikaye olduğunu söyleyen Murat Ertaş, şunları söyledi:

“Bu hikâyeyi birilerinin gerçekten tamamlaması gerekiyor. Eskişehir, Türkiye’deki en büyük ihracat fazlası veren şehir. İnanılmaz teknolojisiyle Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi, Gaziantep’ten sonra Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi. Hem yerel yönetim hem de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi, Urzat’ın oradaki yatırımını desteklemek adına çok büyük gayret sarf ediyor ve kamulaştırması devam eden 1 milyon metrekarelik bir tahsisimiz söz konusu. Eskişehir’deki fabrikamızda önümüzdeki 2 yıl boyunca yaklaşık 20 bin adetlik kapasiteyle üretim faaliyetlerimize başlayacağız. Bu esnada, faz 2 dediğimiz bölümde 2027 ve 2029 yılları arasında daha büyük bir üretim tesisine geçeceğiz. Böylelikle araç kapasitelerimiz de aslında hem model sayısı artarak hem de miktar artarak 40 bin adede çıkacak. Biz burada alelade bir montaj atölyesi kurmuyoruz, bu yola da zaten bunu kurmak için çıkmadık çünkü Urzema Holding’in DNA’sında hazır bir şeyi yapmak yok. 2026 yılı içerisinde biz yüzde 25-30 seviyesinde bir yerlilik oranına ulaşmış olacağız ki üretime yeni başlayan bir tesis için bu oran gerçekten ikna edici. Hemen bir yıl sonra 2027’de biz bu oranı yüzde 40 bantlarına çıkarmak istiyoruz. Yüzde 40 bizim için psikolojik bir sınır. Fakat biz yeni çıkan tebliği de dikkate alarak yerlilik oranımızı yüzde 50’nin üzerine çıkarmak istiyoruz ki bu araçlara biz yerli malı belgesi alabilelim. Bu topraklarda bu kadar insanın emekle ürettiği araçların Türk malı olarak bütün dünyaya ihraç edilmesini ve kullanılmasını istiyoruz, arzu ediyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki 4 yıl içerisinde, belki bugün imkânsız gibi gözükse de yüzde 51’in üzerinde bir yerlilik oranı hedefimiz var. Bazen zorluklar inanılmaz güzel sonuçlar doğuruyor, 2024’te çıkartılan regülasyon özellikle Çin’den ithal edilecek araçlara ilave bir gümrük vergisi getirdi. Bugün Türkiye’ye yatırım yapmaktan çekinen birçok uluslararası kuruluş varken gözü kara Çinli yatırımcılar doğru partnerlerle, ATMO ve Urzema gibi, burada yatırım yapmaktan veya burada olmaktan beyis duymadı. Bunu yaparken de devletten herhangi bir teşvik veya destek almadı. Özkaynaklarımızla, kaynağımızın yettiği kadarıyla yapmaya karar verdik çünkü şunu biliyoruz hem içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktür hem de devletin her zaman çok daha önemli aciliyetleri var, çok daha nitelikli projelerde kaynak ihtiyacı var. Dolayısıyla devletten bu yardımı almak yerine kendi kaynaklarımızla, Urzema Holding adına söylüyorum, bu projeyi hayata geçirmek bizim için çok daha kıymetli ve değerliydi.”

Eylülde banttan inmeye başlayacak ilk modelin SWM G01 PRO olacağını söyleyen SWM ve JAC Türkiye Ticari Operasyonlar Direktörü Burak Azmanoğlu da şu bilgileri paylaştı:

“SWM markasıyla 2026 yılında G03F modelimizi, 2027 yılına geldiğimizde de bir MPV modele daha yerli üretim bandına dahil edeceğiz. Öte yandan diğer markamız JAC modelleri de Eskişehir’de üretime başlıyor. 1964’ten bu yana çalışmalarına devam eden ve 600 bin adetlik küresel satış hacmine sahip JAC’ın ilk yerli modeli E30X olacak ve yıl sonu itibariyle üretimine başlanacak. Önümüzdeki sene JAC’ın PHEV pick-up modeli, ardından 2027’de de hem hibrit hem elektrikli olarak bir SUV model daha üretim hattına dahil olacak."

Bugün itibariyle Türkiye’de SWM markasıyla 17 satış noktasıyla hizmet sözleşmesi yaptıklarını belirten Burak Azmanoğlu, şöyle devam etti:

“Yedi tane servis noktamız var. Türkiye’nin 81 ilinden çok fazla telefon alıyoruz, çok fazla bayilik başvurusu var. Bizim de tabii öncelik verdiğimiz bir konu var. İnce eleyip sık dokuyoruz. Bizimle aynı vizyonu, aynı heyecanı paylaşan tüm paydaşları yine SWM çatısı altında toplamak için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Hedefimiz bu ay sonuna 20, yıl sonuna kadar da 30 tane bayiye çıkmak. Böylece Türkiye’deki pazar kapsama alanımız yüzde 90’a çıkmış olacak. Yeni bir markayız. Dolayısıyla bizim için üç tane gelişim alanı var. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi bizler için eğitim. Eğitim konusuna çok büyük önem veriyoruz. Biz Eskişehir’deki yeni tesisimizde SWM Akademisi’ni planlamış durumdayız. Türkiye’nin farklı coğrafyalarından gelen tüm teknisyen arkadaşlarımız, tüm servis ekibi, danışman ekibi bizlerle beraber buna dahil olacak. Ve Türkiye’nin her bir yanında aynı kalite ve hizmet standardında satış sonrası hizmetleri vermek için organizasyonumuzu planlamış durumdayız. Operasyona başladığımız andan itibaren herhangi bir kesinti olmadan müşteri memnuniyetini en iyi şekilde sağlayabilmek için yüzde 95’lik yedek parça bulunabilirlik hedefimizi planlamış durumdayız. Bu konudaki yapılanmamız da aynı hızla devam ediyor. Türkiye’de üretilecek olan araçlarımız için Türkiye’deki garantiyi 5 yıl veya 150 bin kilometre olarak belirledik. Dolayısıyla Türk tüketicisi de bu özel garanti koşulları altında yeni SWM G01 PRO’ya sahip olabilecek.”

Eskişehir’de üretimi gerçekleşecek ve aralık ayından itibaren yollara çıkacak olan JAC markasının tam elektrikli kompakt hatchback modeli E30X, CNCAP’te elde ettiği 5 yıldızlı (%86) güvenliğinin yanında 100 km’de 10 kWh enerji tüketimi ile sınıfının en iyi verimliliğini sunuyor. Eğlenceli ve enerjik tasarımıyla dikkat çeken model, 51.5 kWh kapasitesindeki LFP bataryası ile 374 km karma ve 400 km şehir içi menzile sahip. Sınıfındaki rakiplerine göre %15 daha fazla menzil sunan E30X, fiyat noktasında da %20 daha uygun olarak pazara giriş yapacak. 134 HP motor gücüne sahip olan model, 30 dk’da hızlı şarj özelliği ile donatılıyor.

İç mekânda ise yalın ve ferah bir atmosfer sunan model, 1.45 m2 Panoramik Cam Tavan (Skylight), siyah veya kahverengi renk seçeneği ve Apple CarPlay ve Android Auto ile uyumlu 15.6 inç dokunmatik multimedya ekranı ile konfor ve teknolojiyi aynı noktada birleştiriyor. Modelin 360 Derece Çevre Görüş kamerası park ve manevralarla tam kontrol sağlıyor. Yeni JAC E30X, güvenlik tarafında BSD (Kör Nokta Uyarı Sistemi), LDW (Şerit Terk Uyarı Sistemi), FCW (Ön Çarpışma Uyarısı), AEB (Otomatik Acil Frenleme), LKA (Şerit Takip Asistanı), DOW (Kapı Açılma Uyarısı), RCTA (Arka Çapraz Trafik Uyarı Sistemi) ve ICA (Akıllı Hız Sabitleyici Asistanı) sistemleri ile sürüşü güvenli ve konforlu hale getiriyor.

  Hibya Haber Ajansı